BESMELE

بسم الله الرحمن الرحيم


11 Ekim 2010 Pazartesi

KISASS HÜKMÜ


Buhari, Enes (r.a)’den şöyle rivayet etmiştir:
“Rebia (bu hanım Enes b. Malik’in halasıdır), ensardan bir kızın dişini kırdı. Kızın kavmi de KISAS istedi. Rasulullah (s.a.s)’e geldiler ve Rasulullah (s.a.s) kısası emretti. Enes b. Malik’in amcası olan Enes b. Nadr şöyle dedi: “Hayır! Vallahi ya Rasulallah, onun dişi kırılmaz! Rasulullah (s.a.s) buyurdu ki:
“Ey Enes! Allah’ın kitabında KISAS vardır.”
Daha sonra, kızın kavmi kısastan vazgeçerek diyete razı oldu. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Allah’ın kullarından öyleleri vardır ki, Allah’a yemin etseler, Allah onu doğru çıkarır.” (Buhari c: 2, s: 66)
Hudaybi şöyle dedi:
“İşte bu Enes b. Nadr! O, cahilliği sebebiyle Rasulullah (s.a.s)’in hükmüne itiraz etti. Buna rağmen Rasulullah (s.a.s) ona hiç bir şey yapmadı, sadece cahil olduğu meseleyi öğretti.” (Duatun la Kuda s: 101)
Allah’ın yardımı ile ben de şöyle diyorum:
“Allah için bir düşün! Rasulullah’ın hadisi nasıl da hevalara göre te’vil ediliyor? Hadiste olmayan şeyler nasıl da hadise ekleniyor ve alimlerden hiç birinin söylemediği bir manayla, hadis hakkında faraziyelerde bulunuluyor ve Enes b. Nadr (r.a)’ın Allah’ın Rasulü’nün hükmüne itiraz ettiği söyleniyor?”
Ey Hudaybi! Enes b. Nadr (r.a)’ın, cehaletinden dolayı Allah ve Rasulü’nün hükmüne itiraz ettiğine, buna rağmen Rasulullah’ın onu cezalandırmadığına, cehaleti sebebiyle onu özürlü saydığına ve ona sadece cahilliğini öğrettiğine nasıl kesin bir hüküm verebiliyorsun? Bu hadisi şerifte buna delalet eden, buna delil olabilecek herhangi bir şey bildirilmiş midir? 
 Alimlerden muteber herhangi bir alim, senin bu anlayışına benzer bir anlayışa sahip olmuş mudur? Veya bu hadis hakkında, senin söylediğin gibi söylemiş midir? Veya Enes b. Nadr (r.a)’ın cehaletinden dolayı Allah ve Rasulü’nün hükmüne itiraz ettiğini, buna rağmen Rasulullah (s.a.s)’in onu cezalandırmadığını, cehaleti sebebiyle onu özürlü saydığını ve ona sadece cahilliğini öğrettiğini sana kim söyledi? Muhakkak ki bu hevadır. Bundan ancak Allah’a sığınılır.
Enes b. Nadr (r.a) kesinlikle Allah’ın hükmüne itiraz etmemiştir. Hadiste söylediği sözü, Allah’ın ve Rasulünün hükmüne bağlanmanın vacipliğini bilmemesi sebebiyle söylememiştir. 
KISAS hükmünü inkar ve reddetme sebebiyle de söylememiştir. Çünkü, Bu meselede Allahın tek hükmü sadece KISAS değildir.
Burada yaralananın velisi razı olduğu zaman, diyet hükmü de söz konusudur. Enes b. Nadr (r.a) Allah hakkında, O’nun kendi duasına icabet ederek, hasımlarına diyeti kabul ettireceği ya da Enes’in halası Rabia’yı affettireceği hüsnü zannında bulunuyordu. Onun için şöyle dedi :
“Hayır! Ey Allah’ın rasulü, vallahi onun dişi kırılmaz!”
Hadisin sonundaki Rasulullah’ın:
“Muhakkak Allah’ın kullarından öyleleri vardır ki, Allah’a yemin etse, Allah onun yeminini doğru çıkarır” sözü de buna bir delildir.
Enes’in halası Rebia’nın yaptığı suç kesinleşmesi ve hasımlarının kısası istemeleri üzerine Allah Rasulü, Allah’ın hükmü olan kısasa hükmetti. Çünkü o, hasım taraf razı olmadıkça diyet vermeye hükmedemezdi. 
Fakat Enes b. Nadr şöyle dedi: “Hayır ya Rasulullah, vallahi onun dişi kırılmaz!” Yani: “Muhakkak ki ben Allah’tan, hasımları diyete razı etmesini ve onun dişinin kırılmamasını umuyorum” demektir.
 Yoksa Enes’in sözünün manası: “Hayır ey Allah’ın Rasulü! Ben bu hükme razı değilim. Onun dişinin kırılmasının infaz edilmesi hükmüne de razı olmuyorum. Çünkü o, şerefli bir kadındır, dişi kırılamaz” demek değildir.
 Şüphesiz Enes (r.a), böyle bir itirazın manasını çok iyi bilmekteydi. O, kesinlikle bunu yapmadı. Bunu ancak bir münafık veya söylediği sözün manasını bilmeyen akılsız bir insan yapar.
Enes (r.a) Rasulullah’a: “Hayır ya Rasulallah, vallahi onun dişi kırılmaz” dedi. Bunun manası şudur: “Muhakkak ki ben Allah’tan, hasımları diyete razı etmesini ve onun dişinin kırılmamasını umuyorum.” Ne varki, hasımların diyeti kabul etmeleri gaybi bir iş olduğundan ve ilk olarak KISAS isteğinde bulunduklarından dolayı Rasulullah (s.a.s) Enes’e şöyle dedi:
“Ey Enes! KISAS, Allah’ın bir emridir.” Yani; hasımlar diyete razı olmadıkça Allah’ın, KISAS hükmü uygulanır. Daha sonra hasımlar diyeti kabul etmeye razı oldular. Rasulullah da bunun üzerine şöyle buyurdu:
“Allah’ın kullarından öyleleri vardır ki, onlardan birisi Allah’a yemin etse, muhakkak Allah onu doğru çıkarır.”

Hiç yorum yok: